'Yetişkinler için konuşmak, çocuklar için oynamak önemli'
Ülkemiz asrın afeti olarak nitelenen depremlerin ardından yaralarını sarmaya devam ederken hem yetişkinler hem de çocuklar için travmaya yol açan afet sonrası psikolojimizi nasıl koruyacağımıza yönelik tavsiyeler veren Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Fatih Varlı Yetişkinler için konuşmak, çocuklar için oynamak oldukça önemli' dedi.
Ülkemiz asrın afeti olarak nitelenen depremlerin ardından yaralarını sarmaya devam ederken hem yetişkinler hem de çocuklar için travmaya yol açan afet sonrası psikolojimizi nasıl koruyacağımıza yönelik tavsiyeler veren Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Fatih Varlı; Yetişkinler için konuşmak, çocuklar için oynamak oldukça önemli' dedi.
Türkiye Kahramanmaraş merkezli yaşanan iki büyük deprem ve yüzlerce artçı sarsıntı sonrasında yaralarını sarmaya devam ediyor. Gerek devletimiz gerekse vatandaşların özverili çalışmalarıyla toplanan yardımlar bölgeye ulaştırılmaya devam edilirken, AFAD, Kızılay ve gönüllü ekipler de destek çalışmalarını sürdürüyor. Asrın felaketi olarak nitelendirilen afet süreci hem yetişkinlerde hem de çocuklarda psikolojik sorunlara yol açıyor. İstanbul Topkapı Üniversitesi Psikoloji Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Fatih Varlı, yetişkinlerin de çocukların da psikolojik yansımaları en aza indirmesi için önemli tavsiyelerde bulundu.
'Nefes egzersizi ile rahatlayabiliriz'
Afetin etkilerini yetişkinler ve çocuklar için ayrı ayrı ele alınması gerektiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Fatih Varlı; 'Çevremizde şu anda bir uzman olmasa bile birileriyle konuşmak bizler için çok önemli bir durum. Bu nedenle afet bölgelerimizde yer almayan vatandaşlarımızın, bu bölgelerde bulunan yakınları ile konuşmaları büyük önem taşıyor. Afet bölgesindeki insanların yaşadıkları duyguları ifade etmesi rahatlama sürecine katkı sağlayacaktır' dedi. Bunlara ek olarak bireyin kendi başına yapabileceği egzersizler de olduğunu ifade eden Dr. Mehmet Fatih Varlı; 'Travma sonrası stres bozukluğu yaşanabilir. Buna rağmen bazı stres azaltma yöntemleri bulunuyor. Bunlardan birincisi nefes alma teknikleri. Eğer nefes alma sayınızı bir dakika içerisinde 5-6'ya düşürebilirseniz kaygıyı azaltmış olursunuz. Bilimsel araştırmalarla desteklenen bu teknikte nefesimizi verirken daha yavaş vermemiz, nefes alışverişimizi yavaşlatmamızı kolaylaştıracaktır. Çünkü kaygılı insanların nefes alışverişi oldukça hızlıdır. Hızlı nefes alışverişi de beyne oksijen gitmesine engel olur' şeklinde konuştu.
Anın farkındalığı ile kaygılar azalıyor
'İkinci yöntemimiz ise gevşeme tekniğidir' diyen Mehmet Fatih Varlı; 'Herkes bu yöntemi kolaylıkla deneyebilir. Vücudumuzu parmaklardan başımıza kadar bazı bölgelere ayırarak, bu bölgeleri önce kasıp sonra gevşetebiliriz. Örneğin önce ayak parmaklarımızı kasıp 20-30 saniye bekledikten sonra gevşetiyoruz. Sırasıyla baldır, kalça, göğüs, omuz ve yüz bölgesine bunu uygulayabiliriz' değerlendirmesinde bulundu.
'Anın farkındalığı'nın da kaygı azaltma sürecinde etkili bir yöntem olduğunu belirten Dr. Fatih Varlı, 'Geçmişe yönelik olumsuzlukları, geleceğe yönelik kaygıları azaltmanın en önemli adımı anın farkında olmaktadır. Çünkü yaşadığımız anda kalabiliyorsak geçmişte yaşadığımız ve geleceğe dair duyduğumuz kaygılar azalacaktır. Bu da vücudumuzda pozitif rahatlamaya yol açacaktır. Anda kalmak için yine nefes egzersizlerinden faydalanabilir, nefesin vücudumuzda oluşturduğu etkilere, ağrıyan bölgelerimize odaklanabilir, çevremizdeki sesleri dinleyebiliriz. Burada tabi ki güzel sesleri odağımıza alabiliriz. Ayrıca bölgedeki insanımıza destek olmaya çalışan yurttaşımız da oldukça fazla. Bu süreçte bize destek olmak isteyen insanları düşünerek de rahatlamaya yol açabiliriz' dedi. Ülke olarak çok büyük bir travma yaşadığımızı hatırlatan Varlı, 'Bu durumun bozukluğa dönüşmesi sonucuyla karşılaşabiliriz. Bu sorunlar uyuyamama, sürekli kaygı hissetme ve korkma olarak karşımıza çıkabilir. Yakınlarımızı kaybetmiş olmamız bizleri depresyona sürükleyebilir. Eğer bu etkiler bir aydan fazla sürüyorsa uzman desteği almamız gerekir' şeklinde konuştu.
'Çocukların duygularını oyunla öğrenebiliriz'
Süreçten çok sayıda çocuğun da etkilendiğini vurgulayan Fatih Varlı; 'Çocuklarda konuşma yetişkinlerdeki gibi kolay değil. Bu nedenle çocuklara oyun sahası sağladığımızda kaygı ve kızgınlıklarını oyun üzerinden bizlere gösterebilmektedir. Örneğin çocuklarımızla bir duygu çorbası hazırlayabiliriz. Duygularımızı bir kağıda yazdıktan sonra çocuğun buradaki duyguları seçmesini isteyebiliriz. Böylece çocuk duygularını ve travmasını dile getirebilir' ifadelerini kullandı.