Depreme karşı evin içinde toplanma alanı belirlenmeli

Uzmanlar, Türkiye'de 45 il ve 110 ilçenin diri fay hattı üzerinde olduğunu bir kez daha vurgularken, muhtemel bir depreme karşı sağlam binalar inşa etmenin yanında evin içerisinde 'Toplanma alanı' gibi önlemler alınması gerektiğini belirtiyor.

Depreme karşı evin içinde toplanma alanı belirlenmeli

Uzmanlar, Türkiye’de 45 il ve 110 ilçenin diri fay hattı üzerinde olduğunu bir kez daha vurgularken, muhtemel bir depreme karşı sağlam binalar inşa etmenin yanında evin içerisinde ’Toplanma alanı’ gibi önlemler alınması gerektiğini belirtiyor.

Medicana International İzmir Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Dr. Ekrem Musalar, “Ev halkı muhtemel bir depreme karşı ev içerisinde yaşam üçgeni oluşturabilecek, tıpkı şehir içlerinde belirlenen toplanma alanları gibi bir toplanma alanı belirlemeli. Bu yer evin iç noktalarında değil, dışarıya yakın bir yer olmalı. Bu toplanma alanında herkesin yerini bildiği bir deprem çantası ise mutlaka hazır bulunmalı” diye konuştu.

Binlerce can kaybına neden olan deprem felaketinin yaraları sarılmaya çalışılırken, Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü tarafından geçtiğimiz günlerde paylaşılan, 5.5 ve üzeri büyüklükte deprem üretebilecek 485 diri fay hattının 45 il ve 110 ilçeyi tehdit ettiği bilgisi, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Uzmanlar, depremlerle ilgili alınacak en önemli tedbirin elbette depreme dayanıklı sağlam binalar yapmak olduğunu üstüne basa basa vurgularken, deprem öncesi ve sırasında alınması gereken önlemler hakkında da bilgi verdi.

Acil Tıp Uzmanı Dr. Ekrem Musalar, aile bireylerinin muhtemel bir deprem sırasında ev içerisinde birlikte sığınabilecekleri bir saklanma alanının belirlenmesi gerektiğini söyleyerek, “Ev halkı, kolay ulaşılabilecek, yatak yanı gibi, yaşam üçgeni olabilecek bir toplanma alanı belirlemeli. Tıpkı halka açık, şehir içinde belirlenen alanlar gibi, ev halkının deprem sırasında toplanabileceği bir alan. Bu yer balkon ya da yakın bir yer olmaması gerektiği gibi, evin iç alanlarında bir yer de olmamalı. Dış alana yakın bir yer olmalı ki, binanın muhtemel çökmesi durumunda kişiler daha kolaylıkla dışarıya çıkarılabilsin. Ailenin birlikte olması, aile üyelerinin birbirlerine psikolojik destek, yara bakımı ya da beslenme konusunda destek vermesi açısından çok daha iyi olacaktır” diye konuştu.

Çantanın içinde neler olmalı?

Ev halkının hepsinin yerini bildiği bir deprem sağlık çantasının, toplanma alanına çok yakın bir yerde muhafaza edilmesi gerektiğini belirten Uzm. Dr. Musalar, “Bu çanta kişileri yardım gelene kadar hayatta tutacak şekilde hazırlanmalı. Bu nedenle öncelikle yara temizliği için bol miktarda steril su bulunmalı. Kişiler hem sıvı ihtiyacını karşılar hem de yara temizliğini sağlayabilir. Yine basit yara bakımı için iyot içerikli dezenfektan, yarayı sarmak için steril sargı bezi, yara tamponu, flaster ve yara bandı bol miktarda bulunmalı. Elbette varlığını duyurmak için düdük, el feneri, cep telefonu için harici batarya, yedek pil, termal içlikler, kuru gıda maddeleri mutlaka bu çantanın içerisinde yer almalı” dedi.

İlk kez 17 Ağustos depreminin ardından literatüre giren Crush Sendromu, enkazdan çıkan kişilerde sıklıkla görülüyor. Enkaz altında kalan kişilerde ezilme biçiminde yaralanma, sıkışma ve hareketsizlik sonucu ortaya çıkan sendromun en çok böbrekleri etkilediğini belirten Uzm. Dr. Musalar, “Kişinin enkaz altından sağ çıkarılması ne yazık ki her şeyin yolunda olduğu anlamına gelmiyor, sonrasında geç ölümler görülebiliyor. Kişide herhangi bir iç kanama olmasa bile ezilmeye ve kas yıkımına ve enkazda kalınan süre boyunca sıvı alınmamasına bağlı olarak böbrek yetmezliği gelişebiliyor. Ne yazık ki enkaz altında kalan çoğu kişide bu sendrom görülüyor. Bu nedenle enkazdan çıkarılan kişinin ivedilikle hastaneye ulaştırılması, şok ve böbrek yetmezliği riskinin azaltılması için gerekli tedaviyi alması gerekir” şeklinde konuştu.