1-Canınızı sıkan olayları ‘ti’ye alın.
Necip Fazıl’ın tren istasyonundan öfkeyle döndüğünü görenler sorarlar: “Üstad nedir bu öfkeniz yoksa treni mi kaçırdınız?”
Necip Fazıl: “Ne münasebet” diye kükrer. “Kovdum gitti”
2-Abartı, bir duruma mizah katar.
Bir espri: O kadar zayıftı ki rüzgârlı havalarda dışarı çıkmıyordu.
Bir Fıkra: Bir Palulu Almanya’da bir süre çalıştıktan sonra köyüne döner. Köye lüks bir ev yaptırır. Son model bir araba ve bir traktör alır. Buna ilaveten bir de tır alır, evin önüne çeker. Köylüler merak edip sorarlar:
-Yahu evi oturmak için yaptırdın. Arabayı gezmek ve işlerini yapmak için, traktörü tarla işleri için aldın. Peki, bu tırı niye aldın? Bunu evin önüne çektin, onu hiç kullandığını da görmedik.
Palulu cevap vermiş:
-Hacettir, evde bulunsun.
3-Mizahi bir kitap ve dergi okuyun. Bir komedi izleyin. İçinizi ne kadar mizahla doldurursanız, dışınızda o kadar mizahi olay görürsünüz.
Bir yeteneğin gelişmesi o alanda çalışmanıza bağlıdır.
Bir gün Sokrates’e öğrencisi “Ben de filozof olmak istiyorum” der. Sokrates “Olabilirsin. Peki, filozof olmayı ne kadar istiyorsun? diye sorar. Öğrenci “Hocam ne kadar istemem gerek “ der.
Sokrates yerinden kalkar, öğrencinin başını orada bulunan su dolu kovanın içine bastırır. Öğrenci biraz zorlandıktan sonra da başını kovadan çıkarır.
Öğrenci kızar “Hocam niye yaptınız bunu? Nerdeyse boğulacaktım” Sokrates sorar: “Başın kovanın içindeyken neyi düşündün. Sadece bir nefes almayı düşündün değil mi?” “Evet” der öğrenci “Sadece nefes almayı düşündüm.” Sokrates devam eder “İşte felsefeyi de böyle düşünürsen filozof olabilirsin.”
4-Bir mizah günlüğü tutun. O gün eve geldiğinizde sohbetinizde geçen komik bir sözü veya geçen komik bir olayı deftere yazın. Başkasının anlattığı bir komik olayda olabilir. Ya da canınızı sıkan bir olayı komikleştirerek yazın.
Örneğin “Bu gün yazdığım bir yazıyı amirim kırmızı kalemle çizmiş, lale bahçesine döndürmüş oysa ben papatyaları çok seviyorum. Ey amirim! Senin de bu lale devrin bir gün bitecek” gibi olayı komikleştirebilirsiniz.
5-Sözcüklerle oynayarak sözlükte bulunmayan sözcükler üretebilirsiniz.
Çek ve kof sözcüğünü birleştirip “çekof “ yapabilirsiniz, karşılığı olmayan çek anlamında.
Yasa ile asalak sözcüğünü birleştirip “yasalak “ yapabilirsiniz, yasaların boşluğundan yararlanarak geçinip giden kişi anlamında.
6-Geçmişte yaşanmış ama içten içe sizi rahatsız eden bir olayın komik yanlarını bulmaya çalışabilirsiniz.
Örneğin, size sıkıntı veren bir amiri anlatırken “ O kadar karanlık bir ruhu var ki, odamızdan çıktığında odamız pırıl pırıl aydınlanıyordu. Hani şeytan görsün yüzü diyeceğim ama şeytana acıyorum. Öldüğünde kesinlikle mezar taşına şunu yazacaklar: ‘Ne kendisi etti rahat, ne kimseye verdi huzur/Yıkıldı gitti dünyadan dayansın ehli kubur’
7-Günlük hayatta sık karşılaştığımız olayların veya durumların gülünç yanını görebilirsiniz.
Örneğin memurların kalemliklerindeki kalemler yazmazlar. Birkaç komik sebep bulalım.
a)Memurların önemli bir evraka imza atacakken, imzadan yararlanacak kişiye “Kalem yazmıyor yazması için kaleme yatırım yapmanız gerek” demek içindir.
b)Kalem de devlet memurunun tamamlayıcı parçasıdır, o da devlet memuru gibi çalışacaktır.
c)Sanki her kitap okunuyor mu ki her kalem de yazsın. Kim görevini tam yapıyor ki!
8-Arkadaşlarınızla bir mizah grubu oluşturabilirsiniz. Ben her gün “Emekli Mehmet Efendi’den nükteler ile Bir Ders Bir fıkra” başlığı altında yazılarımı facebook üzerinden paylaşıyorum. Sizlerde başınızdan geçen komik olayları ya da olayların komik yönlerini yazarak paylaşabilirsiniz. Böylelikle her gün yüzünüzde mutlaka bir tebessüm olacaktır.
Emekli Mehmet Efendiye sormuşlar:
-Her gün gülmek caiz mi?
Emekli Mehmet Efendi cevap vermiş:
-Valla bu sorunun cevabını benden önce Moliere vermiş “İnsan güldüğü kadar insandır.”
9-Öğrendiğiniz bir fıkrayı ya da başınızdan geçen komik bir olayı arkadaşınıza anlatınız. Öğrenmenin bir yolu da öğretmekten geçer.
Bir fıkra: Terzi prova yaparken sordu:
“Hanımefendi bluzünüz fermuarlı mı olsun?”
Hanımefendi “İstemem istemem sinemada açılırken çok ses çıkarıyor.” Dedi. Bu kez terzi “Öyleyse çıt çıt koyalım hanımefendi, açılırken seyirciler ayçiçeği çitlediğinizi sanırlar.”
10- Bir olayın gülünç yanlarını görebilmek için onu ilgisiz bir şeye benzetiniz. Ya da bir komedyen bir mizah yazarı onu görseydi onu nasıl nitelendirirdi diye düşününüz.
Örneğin bir balıkla bir fil arasında ne benzerlik vardır? İkisi de kavağa çıkamaz. Muzır esprileriyle ünlü komedyen bir hamsiyle bir afrodizyak arasında bağlantı kurup hamsiyi kalkan balığına dönüştürebilir.
Mizah hayata daha sevecen ve iyimser bakmamızı sağlar. Japonlar “Gülmek en iyi ilaçtır” diyorlar. Aynı zamanda bilinmelidir ki mizah ruh sağlığı açısından çok yararlı bir gıdadır. Yalnız şu var ki eğitimini almadan bu gıdanın önemini ve yararını tam bilemezsiniz.