Ulusal Aydınlanmada Bir Entelektüel
Meltem Ataş
‘Beni görmek demek; behemehâl yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir’ M. Kemal ATATÜRK
Size; Türk tarihine adını altın harflerle yazdıran bir kahramandan söz etmek istiyorum. Asker, devlet adamı, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu aynı zamanda ilk Cumhurbaşkanı. Her milletin tarihinde muhakkak ki bir hikâyesi ve unutulmaz bir kahramanı vardır. Bu insan hayata bir kez gelir, bir kez yetişir ve yıllarca tarih onu yazar, onu konuşur işte karanlıkların aydınlık yüzü, O kurtarıcı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür:
Bir entelektüel olarak Atatürk’ün hayatına baktığımız zaman okumaya verdiği önem gözlerden kaçmaz. ‘ Kitap okumasaydım, bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım’ diyen bir kitapsever vardır karşımızda. Tarihçi, savaşçı, mücadeleci, kitap sevdalısı o ruh hayatının her alanında başarılara imza atmıştır. İlim ve Fen’in yol göstericiliği ile hareket ederek başarıdan başarıya koşmuştur. Kitap okurken ki özeni, takdire şayandır. Önemli yerlerin altını mavi kalemle çizerken, çok önemle arz eden kısımları kırmızı ile çizmesi onun ne kadar dikkatli bir okuyucu olduğunu gösterir. 4 bin küsur kitabını cepheden cepheye sandıkla taşıyarak savaş esnasında bile okumayı ihmal etmemiştir. Okuduklarını sadece yazıya değil aynı zamanda pratiğe de döken bir Rönesans adamıdır.
Çocukluğuna baktığımız zaman, yaz tatilini oyun oynayarak geçirmek yerine Fransızca dil kursuna tek başına yazıldığını görüyoruz. Bu da onun daha çocukluktan itibaren ne kadar bilge bir kişiliğe sahip olduğunun en güzel örneklerinden biridir. Tabiki doğduğu çevrenin kozmopolit yapısı, üzerinde sıkı bir etki yapmış; onun musiki, tarih, edebiyat, coğrafya ve askeri her alanda şekillenmesine vesile olmuştur. O nedenledir ki okudukları ile hayatının her alanında pratik kazanmış ve uygulamış bu kıymetli insanı tanımamak, ilkelerini benimsememek bu kadar eğitim ve bilim sevdalısı, bu askeri dehanın eminim hoşuna gitmezdi.
Atatürk kadar milletine ve vatanına düşkün başka bir lider yoktur. Varlığım Türk varlığına armağan olsun derken değer verdiği milletine varlığını bağışlamıştır. Tüm dünyanın konuştuğu ve imrendiği bir lidere sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Onun sayesinde sahip olduğumuz cumhuriyetle birlikte yaşama, konuşma, hür vicdana sahip olma, fikirlerimize rahatlıkla savunabilme ve oy kullanabilme gibi pek çok hakka sahip olmuşuzdur. Hiçbir devlete bağlı kalmadan, hiçbir ülkenin boyunduruğu altında olmadan, esaret zincirlerini kırarak yaşamanın haklı gururu taşımaktayız.
1881 yılında Selanik’te doğan o sarı saçlı masmavi gözlü çocuk bir gün tüm ülkenin kaderini değiştirecektir. Vatan sevgisiyle yetişirken, ülkesi adına bir şeyler yapmayı daha çocukken kafasına koymuştu. Asker olacak ve halkını kurtaracaktı. Ve bunu başardı da. Cepheden cepheye koşarken zaferlere doymadı. Daha kurtuluş savaşı ile başlayan serüveni onun Türk halkına önder olmasına ve ülkesini işgallerden kurtarmasına sebep oldu. Özgür bir ülkede yaşamayı hak eden Türk halkına elbette ki cumhuriyet yakışacaktı. Bunu başardı da.
En çokta gençler üzerinde çalışmalar yaptı. Onların iyi yetişmesi adına çok büyük çaba sarf etti. Gençlere 19 Mayıs bayramını hediye ederken; gençliğe hitabesi ile onlara seslenerek Türk gencinin nasıl olması gerektiği mesajını çok güzel vermişti aslında. Koca bir bayram hediye ederken, onlara verdiği değeri apaçık ortaya koymuştu.
Bu eşsiz özgürlük ruhunu ülkemize kazandıran atamıza sevgi ve şükranlarımızı sunuyoruz. Onun için yapacağımız en güzel şey, bizlere kazandırmış olduğu ilkelerine ve devrimine sahip çıkmaktır. Şuna inanıyoruz ki Atatürk sevgisiyle yetişen gençler, kendilerinden sonraki nesillere cumhuriyetimizi en sağlam temelleri ile devredebilecektir.
Saygı Ve Özlemle…