Meltem Ataş

Baçlangıç Meridyeni

Meltem Ataş

“Şimdi vakit yeniden başlamak gibidir hayata. 

Neresinden başlarsan orasından kar.”

Başlangıçlar hep bir var olma mücadelesidir insan hayatında. Bize kendimiz olabilme özgürlüğünü verir. Çoğu zaman karşılaştığımız başarısızlıkların ardında, başarabilirsinler belli belirsiz yüzünü gösterir. Umudumuzu her daim diri tutmamız gerektiğini hatırlatır bize belki de. Kendimizi yeni baştan sevmeyi öğretir. Kendimizle barışık olmayı... Sen kendini seversen; Hayatı ve insanları da seveceksin bak gör! Mesajıdıraslında evrene yollamaya çalıştığı. Bazen bir olaydır yeni doğuşları uyandıran; bazen mutlu olacağımıza inandığımız yeni iş hayatımız, bazen de hayatımıza dâhil ettiğimiz yeni insanlar. O vazgeçişlerimizin, çaresizliklerimizin, umutsuzluklarımızın bir adım ötesidir bizi götürdüğü nokta. 

Hayat bu ya; her zaman bazı şeyler yolunda gitmeyecektir.Sıkıntılara, sancılı serzenişlere, pişmanlıklara zaman zaman gebe kalacağımız muhakkak. Ama hayatımızdaki o karanlık sayfalardan kurtulma çabası taşımaya başladıysak beyaz sayfalar açmaya ihtiyaç duyarız. Çabalarımızın yetersiz kaldığını anladığımız zamanlar yolumuzun bizi bir adım ileriye bile taşımadığını hissettiğimiz o anlar yenilenmenin ne kadar gerekli olduğunun da farkına varacağımız muhakkak. Beyaz bir sayfada hayata sıfırdan başlamaya çalışmak kolay olmayacaktır elbette. Yeniliklere kucak açmanın zorlukları beraberinde gelir. En önemlisi; eskinin etkisinden kurtularak, o karanlık odaların kapılarını bir bir kapatıp, dış kapıya kilit vurabilmek ve hayatımıza düzgün bir istikamette ilerlemeye çalışmaktır. Çünkü evin temeli bile çoktan su almaya başlamıştır. 

Öncelikle bu var oluş çabalarımıza bazı yaşanan tatsız olayları ve bize kendimizi sürekli kötü hissettiren toksik insanları gerimizde bırakarak başlayabiliriz. Sonra hani o sürekli bizi rahatsız etmeye çalışan, kafamızı allak bullak eden aslında iç sesimizde sürekli haykırmak isterken susturduğumuz iç hesaplaşmalarımızı ve en önemlisi de kalp ağrılarımızı gerimizde bırakmalıyız. Çünkü insan hayatı sürekli geçmişe takılarak ve kendimizi suçlayarak zaman geçirecek kadar uzun değil. Ve biliyoruz ki hiçbir zaman geriye dönük başlangıçlar yapamayız. Ama o kapıyı kapatıp, dış kapımıza kilit vurarak, yeni kapılar açabiliriz. 

Zaman su gibi akıp geçer öyle değil mi? Ve müphemdir. Ara ara size kendisinin ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatır. Mesela; birini dakikalarca beklerken sanki çok uzun bir zaman dilimi gibi gelince ya da hastane koridorlarında ameliyattançıkması için sabırsızlandığımız bir hastamızı beklerken, yolculuk esnasında gitmek istediğimiz yere bir an önce kavuşma arzusu duyarken, zamanın aslında ne kadar da kıymete bindiğini yaşayarak anlarsınız. Yeni hayatımıza adapte olmak kolay değil biliyoruz. Hatıralar, yaşanmış acılar, başarısızlık öykülerimiz, bizi oradan oraya savururken darmadağın edeceği muhakkak. Uykusuz gece nöbetlerine alışma çabalarımızı es geçmeyelim. Kafamız olaylardan il olmaya adayken, sağ salim düşünebilmek imkânsızlaşır. Sonra ne mi olur? Bir sokak başında, bazen bir film sahnesinde, bazen dinlediğimiz sohbetin takılı kaldığımız bir cümlesinde, bazen de okuduğumuz kitabın altını defalarca çizdiğimiz en can alıcı noktadaki bir sözünde kafamızda depremler olacağı muhakkak. Geçmişe dair hesaplaşmalarımızdan uzaklaşma çabalarımızda yer yer mağlup zamanlarımız olacaktır. Bu nedenle de yeniliklere alışabilmek kolay olmayacaktır. Bazen yara bere içinde bırakır insanı, bazen kanatır, bazen acıtır, bazen de ağlatır saatlerce. Bunlarla karşılaşabileceğimizi zaten en başından söylemiştik, öyle değil mi? Ama bizi biz olma yolundan alıkoymadığı sürece ve kurtulmayı gerçekten istediğimiz müddetçe unutkanlıkla ara ara dostluk kurmamız gerekir. Ve azimle yılmadan, defalarca başarısız olmuş olsak bile var gücümüzle gayret etmeye devam etmeliyiz. Yeter ki yeni hayatımızda var olabilmeyi gerçekten isteyelim ve asla pes etmeden yolumuza çıkan taşlara, dikenli yollara rağmen ilerlemeye devam edelim. 

Asla vazgeçme! Ve hiçbir zaman pes etme,,,

Bunu başarabilmek senin elinde.

Ne demiş üstat, Edip Cansever;

Bütün iyi kitapların sonunda

Bütün gündüzlerin, gecelerin sonunda,

Meltemi senden esen

Soluğu sende olan

Yeni bir başlangıç vardır...

Bugün yeni hayatımızın ilk günü.

 

Yazarın Diğer Yazıları