HAYATIMIZ YAPTIĞIMIZ TERCİHLERİN TOPLAMIDIR
Meltem Ataş
Daniel, Dwyer; hayatımız yaptığımız tercihlerin toplamıdır der... Hepimizin hayatında seçilmişliklere dair pek çok güzellik olur. Bazı seçimlerimizde özellikle hep bir yaşanmışlık arar dururuz. Ruhlarda, insanlarda, eşyalarda, hatta tabiatta bile. Çünkü o içselleştirdiğimiz ruhla umutlarımızı ölümsüz kılarız. O kadar fazla umut ederiz ki; bazen kayalıkların arasında bile çiçekler açtığımız olur. Kullanılan eşyalar hayatlara ve seçimlere dair ipuçları verir zaman zaman ... Özellikle kullandığımız o eşyalarımız yok mu? Onlar şahsi tercihlerimiz olunca, bize dair her şeyi karşımızdaki insanlara anlatır. Fikir edinmeleri elbette ki kaçınılmazdır. İnsanların ruhunu, zevklerini, kültürünü nasıl bir çevreden kopup geldiğini bir bir örneklendirir bir anda. Okuduğumuz kitaplar; seçtiğimiz kıyafetler ve onlara dair renk seçimleri, gittiğimiz mekanlar, gezdiğimiz şehirler ve ülkeler, kurduğumuz arkadaşlıklar, bizim hem kişisel tercihlerimizi hem ruh halimizi hem de yetiştirilme şeklimizi çok güzel bir şekilde ortaya koyar. Kimi tercihler modernizmin dokusunu taşırken, kimi tercihler nostaljik izler barındırır üzerinde. Yenilikçi seçimle ile nostaljik seçimle bazı kuşaklarda çatışamaya neden olabilir. Ama hem modern olup hem de nostaljinin izlerini taşıyan insanlar vardır. Bunların sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadardır. Eskilere dair hatıralarımızda, aklımıza hep günümüzde tercih sırasını gerilere atmış seçimler gelir. Mesela bazı insanların en büyük zevki antikacıları dolaşmaktır. Dikiş makinasından tutunda gaz ocaklarına, pikaba, eski radyo, teyp, köstekli saatlere kadar ne ararsanız vardır bu zaman yolculuğunda. O büyülü odalarda adeta kaybolur onlar. Zaman yolculuğunun cazibesi kaçınılmazdır. Ben modern bir tarzı taşımaya çalışırken pek çok tercihimde nostaljinin zincirlerinden kopamadığımı fark ettim. Eski müzikler; şarkılar, eski eşyalar, tarihi sokaklar, eski mekanlar, zamanın pek çok anına şahitlik etmiş her bir ayrıntı benim sanki soluklanıp huzur bulduğum alanlardır. Yemyeşil bir ormanda mis gibi havayı doldurmak gibidir. Yaşanmış onca hatıra; acı tatlı anlara şahitlik etmiş zamanlar, pek çok kültüre ev sahipliği etmiş mekanlar, özenle saklanmış o güzelim eşyalar ve hayatlar ile; modern çağın dişlilerine takılmış pek çok kavram hiçbir olur mu? Hele o geçmiş zamanlara ait görseller; altmışlı, yetmişli yılları ne de güzel anlatır. İnsanların giyim kuşamlarından, müzik tercihlerine, duruşlarına ve hayatlarına dair öylesine güzel bir zarafet vardır ki; sizi geçmişin koridorlarında gezdirirken, huzurlu geniş bir kapıdan mis gibi çiçek kokulu bir sanat sokağına çıkarır adeta. O nedenle denilir ki, her eşyanın bir kişiliği vardır. Ruhumuz onlarda hayat bulur. Seçimlerimize dair pek çok ipucu verirken bizi biz yapan özelliklerimizi de açığa çıkarır. Yaşam tarzı ve seçimler, yaşamımızı nasıl idame ettireceğimize dair hayat görüşümü belirler. Tercihler belki kişiliğimizi oluşturmada yegâne kaynaktır, bu çok doğru. Ancak burada gözden kaçırılmaması gereken bize sunulan seçenekler ile tercihlerimizi oluşturarak bir değer elde edebilmemizdir. Seçenekler hep var olma mücadelesi verecektir. Söz konusu kendi seçimlerimiz olunca, o seçmen koltuğunda biz varız zannederiz. Ama kendi tercihlerimiz üzerinde etki gücümüz pek de kuvvetli değildir. Çevresel etki; aile, yaşanılan toplum, çevremizin yaşam tarzı, yaşadığımız şehirler hatta ülkeler bile bizi tercihlerimiz de istemsiz bir şekilde etkiler. Bir süre sonra o dayatılan tercihleri kendi hayatımızda yaşarken buluruz. Yani anlayacağınız, tercihlerimizde tek başımıza karar veriyoruz savunması bizi yanıltır. Etkilerin rüzgarına kapılıp savrulacağımız muhakkak. Zaman zaman da özgür irade sorunsalı ile karşı karşı kalabiliriz. Bu güçlere, baskılara rağmen kendi tercihleri ile marjinal bir çizgiye tutunabilenler yok mu? Vardır elbette. Ancak bizim hayatımızın genel belirleyicisi hep çevre faktörü olur. Şunu da unutmamak gerekir ki insan bu dünyada her şeye ve herkese rağmen iradesiyle pek çok başarıyı elde edebilir. Dört bir yandan saldırıya geçmiş güçlere inat ayaklarımız yere çok sağlam basabilir. Şekil vermek için ipler sizin elinizde olur. İşte bu hayatı yaşayarak düzenlemek o zaman sizin tercihiniz olacaktır. O halde kendi tercihlerimizi yaşamaya var mısınız? Sizi siz yapan seçimlerinizi, Keşke dememek için, Değiştiremiyorum diye sızlanmalara sığınmadan, Gereksiz ayrıntılarda boğulmadan, Her durumda yeni bir seçeneğin varlığına inanarak, Tercihlerinizi yaşamaya var mısınız? Karar sizin ... Nasıl bir insan olmak istiyorsanız, Ona dönüşmekte acele edin...