Murat Sönmez

Şehrin Haşere Çocukları

Murat Sönmez

Yeni gittiğimiz bir şehre uzaktan baktığımız zaman ya da yabancı biri gibi dolaştığımız zaman her yer çok güzeldir ve doğaldır. 

Bir şehre yabancı biri olarak geldiğiniz zaman, insanı size öyle güzel ve etkileyici gelir ki bu güzellikleri sonsuza kadar yaşamak istersiniz.  

Gittiğiniz şehrin en güzel mekanlarını ziyaret edip o şehri iliklerinize kadar yaşayarak kendi yaşadığınız yere dönersiniz.  Sonra da bu şehri ballandıra ballandıra çevrenize anlatırsınız. 

Oysa gerçek sizin o şehirde kaldığınız birkaç günde yaşadıklarınız ile aynı değildir. 

Her şehrin güzellikleri kadar çirkinlikleri de vardır. Bu çirkinlikler de o şehirde yaşayan bazı insanların eli ile şehre mal olmaktadır. 


İşte bu çirkinlikleri yaşadığı şehre endeksleyen bu çirkinlik üzerinden menfaat elde etmek isteyen her insan, şehrin önemli bir figürü gibi görünse de o şehrin düşmanı gibidir ve o şehrin haşere çocuğudur. 

Peki bu insanları (Haşereleri) nasıl tanırız? 

Bu insanlar sadece kendi meslekleri üzerinden şehre müdahale etmezler. Kendi mesleklerinin yanında aynı zamanda Sivil Toplum Kuruluşu başkanı ya da yönetim kurulu üyesidir. Gazeteci ya da köşe yazarıdır, televizyon programı sunucusu ya da müdavim konuktur. Yaşadığı ilin spor kulübüne üyedir. Milletvekili ya da belediye başkanına dilini en iyi şekilde kullanandır. Protokolde en öndeki koltuklarda oturmak için şahsiyetini koltuğun üzerine koyarak oturma organının altına alandır. Başkasının adına şirket kurup iş takibi yapandır. Kendi mesleğini unutup, yapması gerekenleri yapmayarak protokolle gezme uğruna kendi işini aksatan ve bu durum karşısında günahsız insanların zarara uğramasına neden olandır. Yapıştığı koltuktan kalkmamak için güçlüden yana olan ve güçlü olanın üreme organı olmayı teklif edecek kadar alçak olandır. Sözde Kanaat Önderidir. Yaşadığı bölgeye göre Ağabeydir, Gakkodur, Efedir, Yörüktür. (Yazdığım maddelerin hepsini içine alan kişiyi kafanızda hayal ediniz)

Bu listeyi uzattıkça uzata biliriz. İşte bu listede bahsettiğimiz işleri yapan her şehrin isim olarak farklı olsa da karakter ve zihniyet olarak aynı sayılacak haşere çocukları var. Bunlar şahsiyetlerini ve vicdanlarını şahsi menfaatleri uğruna hovardaca harcayarak prim yapma derdine düşme buhranı içindeler. 

Tabi tüm bunları yaparken de ana hedef şehrin savunucusu moduna girmeleridir. Öyle bir yürüyüşleri olur ki, sanki yaşadıkları şehrin düşmandan kurtarılmasını sağlamış ve at üstünde cenk etmişlerdir. 

İşte şehirlerin bu haşere çocuklarını iyi tanımak gerek. Belki bu haşere çocukları bitirmek mümkün değildir ama en azından tanımak şimdilik bile bir adım ileri gitmek olacaktır diye düşünüyorum.

Şimdi çevrenize bakın ve bu yazdıklarım doğrultusunda kimler var ve sizin yaşadığınız şehrin haşere çocukları kimlerdir seçmeye çalışın. 

Peki diyeceksiniz ki bu haşerelerden kurtulmak mümkün mü?

İşte buna evet cevabını vermeyi çok isterdim ama pek mümkün görünmüyor. Kurtulamasakta onları tanımak ve prim vermemek de şimdilik büyük bir adım olacaktır. 

Sağlıcakla kalın…

Yazarın Diğer Yazıları