ZAMAN
Penbe Ertürk
Hayatımızda geri dönemeyeceğimiz,hiç bir maddi kaynakla yerini dolduramayacağımız tek varlık aslında zamandır. Zaman doğduğumuz günden baslar geriye saymaya,geçen her saniye ömrümüzden uçup gider ve biz hayatımızın içinde daha ne kadar kaldığını bilmeden yaşayıp gideriz.
Dünyevi kaygılarımız vardır hep, yarın ne olacak, faturalar nasıl ödenecek, bu yaz ne yapsak, yarın ne giysem gibi anlamsız kaygılar. Nasıl kıymetlenir zaman; nasıl daha değerli, önemli, anlamlı olur ?
Cebindeki parayı korkmadan paylaştığında, güzel bir kitap okuduğunda, evladınla geçirdiğin güzel bir anda, mutlulukla doldurduğun, neşe saçtığın her anda hayat anlam kazanır...
Affetmeyi ve bağışlamayı öğrendiğinde, yaşadığın iyi, kötü ne varsa seni sen yaptığını anladığında; zaman anlam kazanır. Evet yine de geçip gider ama geride kalan bir tatlı tebessüm, güzel bir anı sonsuzluğa attığın imzadır. Her saniyede kendi imzanızın olduğunu asla unutmayın. Yaşadığınız her an size ait, her anı dolu dolu geçirin. Elbette üzüleceğiz ,ağlayacağız, kırgınlıklarımız olacak, belki de bir anda bütün hayatımız alt üst olacak.
Zaman akıp gidiyor, sevdiklerimiz birer birer ayrılıyor hayatımızdan. Bu anlarda kıymetini çok daha iyi anlıyoruz zamanın, en sevdiklerimiz vaktini doldurup gitmiştir artık ve sen onunla yapabileceklerinin ihtimallerini düşünerek dövünüp durursun. Dövünmek bile zaman kaybıdır aslında . Yaşamak: iyisiyle, kötüsüyle her şeyin bir sebebi olduğunu, hayatımıza dahil olan herkesin bize yeni bir şey kattığını, her şeyin, herkesin kendi çerçevesinde çok kıymetli olduğunu anladığımız an güzelleşir... Gelen ve gidecek olan zaman içerisinde var olduğumuz tek an aslında içinde bulunduğumuz andır sadece şu an... Dün bitti, yarın muamma belki de vaktimiz dolmuş olacak. Tam şu anda nefes aldığımız belki de bir daha veremeyeceğimiz şu an gerçek hayatın ta kendisi. Dolu dolu, güzelleşerek, güzelleştirerek, iyileşerek, iyileştirerek, iyi gelerek geçirmek dünyada yapa bileceğimiz en güzel ve tek yatırım çünkü kazandığınız para, aldığınız ev, araba, giysileriniz bile siz vefat ettikten sonra burada kalacak ve siz iki metre bezle bu dünyadan ayrılıp gideceksiniz .insanlar sizi geride bıraktıklarınızla değil yaşadığınız ve yaşattığınız hayatınızla hatırlayacaklar. Mutlu muydunuz, öfkeli miydiniz, insanlar sizden korkar mıydı? Neşe mi saçardınız, bilge miydiniz? Dürüst müydünüz? Bunlar hatırlanacak ve sizi ölümsüz kılacak.
Attığınız imza, yaşadığınız hayat siz buradan gittiğiniz de gerçek mirasınızdır. Ne ev ne araba ne varsa geride kalan ne olursa olsun evlatlarınız; severdim onu ama ya da çok severdim diyen cümleler kuracaklar, gerçek miras tam olarak bunlar olacak . Etiketiniz, eviniz, arabanız her şey geride kalacak ve siz ya da ben kimsenin bilmediği, kimsenin tam olarak tasvirini yapamadığı bir aleme kayıp gideceğiz, geride kalanlar için hayat bir şekilde devam edecek.
Bırakın bu gün eviniz dağınık kalsın, hangi mevsimde olursanız olun giyin ayakkabılarınızı ve yürüyüşe çıkın, mümkünse yalnız olun, düşünün kimi üzdüm isteyerek ya da istemeyerek telafi etme şansım var mı? Ne kattım çevremdekilere, onlara ne verdim, onlardan ne öğrendim, sonra en küs olduğunuz insanı hatırlayın gerçekten kısacık sonu ne zaman bilmediğimiz hayatta küs kalmaya değer mi? Ölüm diye bir gerçek varken değer mi? Tabi ki değmez. Küsmeden, kin tutmadan, üzmeden, üzülmeden güzelliklerle dolu bir hayat geçirmek imkansız değil. Her şey bir gün sona erecek belki de o an çok yakındır bilemeyiz, bilemezsin. Her anın kıymetini bil, iyi bir iz bırakmak bu dünyada yapa bileceğimiz tek yatırım aslında. Her anınızın güzelliklerle dolu olması dileği ile....